Videoyu oynat

Günlük Yaşam

Çocuklar anne, baba ya da kendilerinden büyük kardeşlerinin yaptıkları yararlı işlere hayranlık duyarlar. Onların ihtiyacı olan şey, işe yarayan çalışmalar yaparak çevrelerine uyum sağlamaktır. Günlük yaşam becerileri alıştırmalarıyla çocukların bu ihtiyaçları düzenlenir, yönlendirilir ve çevreye uyum ihtiyaçları tatmin edilir.
Günlük Yaşam Alanında hedeflenen alıştırmalar, çocuğun günlük yaşamında karşılaşabileceği tüm uğraşları içerir. Yani bu alıştırmalar sadece çocuğun kendi öz bakımına ait olmayıp, yaşadığı yakın çevresindeki canlı ve cansız varlıklarla olan tüm ilişkilerini de kapsar.
Çocuğun özgürlüğünden söz ederken başıboş bir yaşamı değil, yaşamın normal gelişimini engelleyebilecek engellerden özgürleştirilmesini hedefler.
Bir Montessori çalışması sırasında art arda gelen hareketlerin bu ısrarlı tekrarı çocukların kaslarını geliştirirken, bedensel koordinasyonlarını düzeltir, kendilerine güven duymalarını, kendilerinden emin olmalarını ve bağımsızlaşmalarını destekler.
Çocuklar bu tip çalışmalardaki tüm karmaşık hare ketlerin her bir ayrıntısını bilinçli bir şekilde yaptıkları için zihinsel gelişimleri de desteklenmiş olur. Montessori için hareket, bilincin inşasında önemli bir koşuldur.
Kendi başına yapabilmeye ulaşmanın koşulu, çocuğun içinde kendi yolunu bulabildiği “hazırlanmış bir çevrenin” varlığıdır. Bu çevre ancak çocuğun içinde kendi ihtiyaç duyduğu şeyleri kendi başına bulabildiği bir düzende olmalıdır. Bu, çocuğun ihtiyaç duyduklarını serbestçe seçebildiği ve ona zengin alıştırma imkânları sunan bir çevredir

Duyu

“Dünyanın kâşifleri olan duyular, bilginin yolunu açar. Duyulanı eğitmeye yönelik gereçlerimiz, çocuğa dünyadaki keşifleri için yol gösteren bir anahtar sunar, ona karanlıkta ya da eğitimsizken görebileceğinden daha ayrıntılı bir manzara sağlayan bir ışık verir.”
Maria Montessori


Duyuların eğitilmesi ve keskinleştirilmesi, algısal ve zihinsel gelişim için sağlam bir temel oluşturmaktadır. Zihin kendisini çevreyle temas ederek ve keşfederek oluşturur. Duyu materyalleri Maria Montessori’nin didaktik diye adlandırdığı öğretici ve geliştirici materyallerdir.
Duyu materyalleriyle çalışan çocuk, ellerini kullanma becerilerini geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda dış uyaranlara karşı farkındalığı artar. Çocuğun günlük yaşam becerileri alıştırmaları ile geliştirdiği algısı, duyu materyalleriyle keskinleşip hassaslaşır. Böylece çocuk, dış dünyadaki ayrıntılarda bulunan küçücük farkları bile ayırt edebilir hâle gelecektir.
“Hazır bir zihin, iyi bir öğretmenden çok daha önemlidir.” Duyu organları çocuğun çevresi ile ilişki kurduğu organlardır ve tıpkı ellerin kavrama işlevini gördüğü gibi aklın gelişiminde temel rol oynarlar. Maria Montessori duyu organlarını zihnin “kavrama organları” diye adlandırır.
Zihnin temel işlevleri, duyuları geliştirici materyallerle uyarılır ve deneyim kazandırılarak öğretilir. Maria Montessori tüm duyu organları için materyaller geliştirmiştir.
Duyu eğitimi ve materyalleri şu şekilde özetlenebilir: Çocuğun zihinsel çalışmalarında ona yardımcı ve onu yönetici unsurlardır.
Çocuğun zihinsel yapısını kurar, iç düzenine yardımcı olur ve zihinsel gelişimini sağlar

Matematik

Montessori insanın dünyaya geldiği andan itibaren kavramları kavrama yeteneği olduğunu söyler ve çalışmalarında, zihnin bu bölümüne “matematiksel zihin” adını verir. Bu terimi, insan zihninin doğası gereği matematiksel olduğunu, bilgi ve ilerlemenin doğru gözlemler sayesinde edinildiğini söyleyen Fransız felsefeci, fizikçi ve matematikçi Pascal’dan aldığını açıklar. Pascal, insanların düşünüş itibarıyla “matematiksel bir zihne sahip olduklarını iddia etmekle birlikte değişmeyen olaylarla ilgili yapılan tahminlerin öğrenmeye ve gelişmeye neden olduklarını da söyler.

Çocuk emici zihin döneminde çoğu yetişkinin korkulu rüyası olan matematiği 3-6 yaş arasında uygun bir yöntemle öğrenebilir. Bu nedenle çocuğun bu konuda deneyim kazanabilmesi için ona olanak sağlanması şarttır. Bu deneyimlerden çocuğun hesap yapması değil, çocuğun soyutlaştırmayı, ölçmeyi, kıyaslamayı, mantıklı düşünmeyi öğrenmesi anlaşılmalıdır.

Dil

 Montessori Eğitimi’nde dil gelişimi çalışmaları sözel bir dille birlikte çocuğun el becerilerinin de geliştirilmesine ağırlık verilerek yapılır. Bir yandan hazırlanmış resimli sözcük kartlarıyla çocuğa anadilinde yeni sözcükler kazandırılırken, diğer yandan günlük hayat ve duyu materyalleriyle yazma parmaklarını güçlendirme, el bileğini hareketlendirme çalışmalarına doğal fırsatlar tanınır.


Montessori’ye göre çocuğa anadili öğretilmez, yeryüzünde yaşayan aşağı yukarı tüm çocuklarda kendiliğinden aynı zamanda gelişir. Bu gelişme doğrusal olmaktan çok birdenbire patlayan bir ilerleme şeklindedir. Önceleri belirli sesler, sonra sözcükler ve en sonunda da gramer gelişir. Çocuk anadilinin özelliklerini çoğul- tekil, ön ek- son ek, fiil çekimleri vb. çevresinden emici zihin döneminin bir bağışı olarak emer. Bütün bunlar bilinçaltının derinliklerinde gerçekleşir.

Kozmik

Montessori kozmik eğitim çalışmaları içerisinde evren, galaksiler, gezegenler, dünyamız, canlı türleri, hayvan ve bitki çeşitliliği ve insanı ele alır ve bunların arasındaki bağlantıyı gösterir. Çocuklar bu çalışmalar doğrultusunda doğadaki tüm varlıklara sevgi ve başkalarının duygu-düşüncelerine saygı duygusunu geliştirir. Kendisinden başka canlıların varlığını bilir ve canlı çeşitliliğini fark eder.

Montessori’ye göre çocukta çevre bilinci aşılandığında; çocuk doğanın düzenini, güzelliğini ve uyumunu anlayarak bundan mutluluk duyar. Montessori kozmik eğitim çalışmalarında aktiviteler biyoloji ve coğrafya ana başlıklarında yapılır. Dünya haritasına dair çeşitli yapbozlar, yaşadığımız yerden evrene küçükten büyüğe sıralama, bitki ve hayvan kartları, böcek inceleme, hayvan besleme, bitki yetiştirme gibi alt etkinliklerden oluşur. Çocuklara sorumluluk duygusu da aşılanarak onların kişilik gelişimlerine katkı sağlanır.


“Çocuklara çok küçük yaşlardan itibaren üzerinde yaşadığımız dünyanın sadece bize ait olmadığını, dolayısıyla kaynakları kullanırken diğer canlılarla birlikte paylaştığımızı unutturmamalıyız. İnsanoğlu üzerinde yaşadığı gezegenin en akıllı canlısı olmanın sorumluluğunu unutmamalıdır.’’

Galeri